Kayıtlar

Unutulmuş Zamanlar Kuyusu Masalı

 Bir varmış, bir yokmuş… Uzak bir köyde, etrafı yüksek dağlarla çevrili, karla kaplı bir vadide, her şey sakin ve huzurluymuş. Ancak bu köyde, bir sır varmış: Her yıl, kışın ortasında, gökyüzünde parlayan bir yıldız, en yüksekteki dağ zirvesine düşer ve bir ışık huzmesi köyün üzerine düşermiş. Bu ışığın, tüm köy halkına mutluluk getireceğine inanılırmış. Ancak kimse, o yıldızın tam olarak nerede düştüğünü bilemezmiş, çünkü dağın zirvesi çok tehlikeli ve karla kaplıymış. Bir gün, bu köyde cesur bir kız, adı Elif, “Bu yıldızı ben bulacağım!” demiş. Elif, küçük yaşlardan beri dağlarla ilgilenir, karla kaplı yamaçları aşarak doğanın sırrını çözmeye çalışırmış. Herkes, Elif’in bu cesaretini takdir etse de, ona hiç kimse dağa tırmanmayı önermezmiş. Dağ, en sert fırtınaların, en karanlık gecelerin hâkim olduğu bir yermiş. Ama Elif’in içinde bir şeyler onu hep çağırıyormuş. “Eğer bu yıldız herkese mutluluk getirecekse, ben de bulmalıyım,” diyormuş kendi kendine. Bir sabah, karla kaplı topr...

Denizin Derinliklerindeki Işık Masalı

 Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, uçsuz bucaksız denizlerle çevrili küçük bir ada varmış. Bu adada, bütün insanlar denizle iç içe yaşar, balıkçılık yaparak geçimlerini sağlarlarmış. Ancak ada halkı, denizin derinliklerine inemeyen, sadece yüzeyine bakabilen bir toplumdu. Çünkü bir efsaneye göre, denizin derinliklerinde, büyük bir deniz canavarı yaşarmış ve kimse o canavarı görmek istemezmiş. Adada, denizin yüzeyindeki yaşamı keşfetmekten fazlasını hayal eden bir çocuk varmış. Adı Arda’ymış. Arda, denizin derinliklerinde gizlenen sırları keşfetmek, balina sürüleriyle dans etmek, denizin altındaki kayalıkların arasındaki renkli mercanları görmek istiyormuş. Ama kimse ona cesaret vermezmiş; tam tersine, herkes ona, “Deniz korkunçtur, derinliklerine inmeyi düşünme!” dermiş. Bir gün, Arda kararını vermiş. Havanın sakin olduğu bir sabah, yelkenli kayığını alıp denize açılmış. Bir süre sonra, dalgalar biraz büyümüş ama Arda korkmamış. Gözlerini karanlık deniz suyunun derinliklerin...

Gökkuşağı Çiçeği Masalı

 Bir varmış, bir yokmuş... Uzak bir diyarda, yemyeşil ormanlarla çevrili, gökyüzü her zaman mavi ve temiz olan bir köy varmış. Bu köyde, herkesin huzur içinde yaşadığı, mutluluk ve barışın hüküm sürdüğü bir dünyada, bir çocuk, adı Lila, her şeyden farklı bir özelliğe sahipti. Lila, diğer çocuklardan farklı olarak çok meraklıydı. Her gün yeni bir şey keşfetmek, ormanın derinliklerine gitmek, kaybolmuş efsaneleri öğrenmek istiyordu. Ancak, köyün büyükleri ona hep temkinli olmasını, ormanın karanlık köşelerinin tehlikelerle dolu olduğunu söylerdi. Ama Lila'nın içinde, keşfetme arzusuyla dolu büyük bir cesaret vardı. Bir sabah, güneş henüz doğarken, Lila yine ormanın sınırlarına kadar gitmişti. Bu sefer, uzun zamandır duyduğu ama kimsenin görmediği söylenen "Gökkuşağı Çiçeği"ni aramak için. O çiçeğin, efsaneye göre, ormanın en derin yerlerinde büyüdüğü, sahip olan kişiye sonsuz mutluluk getirdiği söyleniyordu. Lila, köydeki büyüklerin söylediklerine kulak asmadan derin ormanı...

Bereket Taşı Masalı Oku

Resim
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yeşillikler diyarında yaşayan bir çiftçi varmış. Bu çiftçi, her sabah gün doğmadan tarlasında çalışmaya başlarmış. Onun ektiği ürünler o kadar güzel, o kadar bereketli olurmuş ki tüm köy halkı onun mahsullerini almak için can atarmış. Bir gün, çiftçi sabah erkenden kalkıp tarlasına gittiğinde, gözlerine inanamadığı bir şeyle karşılaşmış: tarlasının ortasında kocaman, parlak bir taş duruyormuş. Bu taş, sanki gökyüzünden düşmüş gibi ışıl ışıl parlıyor, etrafa huzur verici bir mavi ışık yayıyormuş. Çiftçi, bu taşın çok özel bir şey olduğuna karar vererek dikkatlice yaklaşıp onu eline almış. Taş, sanki nefes alıyormuş gibi yavaşça titreşmiş ve o an çiftçinin içinde bir sıcaklık hissetmiş. Ertesi sabah, çiftçi taşla birlikte tarlasına tekrar gittiğinde, ektiği her bitkinin bir gecede olgunlaştığını ve dev gibi büyüdüğünü görmüş. Domatesler elma kadar büyük, buğday başaklarıysa başını eğemeyecek kadar dolgunmuş. Çiftçi bu muciz...

Gökyüzünün Kalbi Masalı Oku

 Bir varmış, bir yokmuş. Göklerin bulutlarla dost olduğu, dağların mavi denizlerle buluştuğu uzak diyarlarda, Zümrüt Ormanı’nın kalbinde yaşayan minik bir peri varmış. Adı Mira'ymış. Mira, yeşil gözleriyle her sabah ormanın uyanışını izler, minicik elleriyle çiçeklerin üzerindeki çiğ tanelerini toplarmış. Bir gün, Mira ormanın en yaşlı çınar ağacından fısıldayan bir ses duymuş. Ses, eski bir masal gibi hüzünlü ve derinmiş. “Mira,” demiş yaşlı çınar, “gökyüzünün kalbini bulmanın zamanı geldi.” Mira, şaşkınlık içinde sormuş: “Gökyüzünün kalbi mi? O da ne demek?” Yaşlı çınar ona göz kırparak cevap vermiş: “Gökyüzünün kalbi, umut ve sevgi dolu bir kristaldir. Ormanın tüm renklerini besler, denizin derinliklerine bile ışık saçar. Ama yıllar önce kötü bir büyücü, gökyüzünün kalbini çaldı ve onu Bulut Dağları'nın karanlık mağaralarına sakladı. O zamandan beri ne güneş eski gibi parlıyor ne de çiçekler eskisi gibi renkleniyor.” Mira, çınarın bu sözleri üzerine hemen cesaretlenmiş. Mini...